Kainatı yoktan var eden Allah’ın varlığı ve birliği, bu günkü ilim ve teknoloji gerçeği karşısında, inkârı kabil olmayan bir hakikattir.
İlim adamları, Allah’ın varlığını ispat etmek, inkarcıları susturmak için çeşitli deliller getirmişlerdir. Kimisi kainatın varlığından, kimisi maddenin hareket ve değişiminden, kimisi de, kainatın düzeninden ve her şeyin bir amaca göre yaratılışından hareket ederek; Allah'ın varlığını ve birliğini ispatlamışlardır.
Düşünen her insan bilir ki; canlı, cansız, gördüğümüz ve göremediğimiz bütün varlık alemi, sonradan olmuş ve her varlık yaratılmıştır.
Aşağıda arz edeceğim birkaç ayeti kerimenin meali; üzerinde düşünüldüğü zaman ne kadar dikkat çekicidir!
Şöyle buyrulmaktadır: “Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde; Allah’ın, gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda; yeryüzünde her canlıyı yaymasında; rüzgarları, yer ile gök arasında Allah’ın buyruğuna bağlı hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde; düşünen bir toplum için, (Allah’ın varlığını ve birliğini ispatlayan, üstün gücünü gösteren) nice ayet ve alâmetler vardır.”
“Onlar, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl döşenip yayıldığına bakmıyorlar mı?”
“Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi? Aranızda ölümü takdir eden biziz ve biz, dilediğimizi yerine getirmekten aciz değiliz.
Toprağa ektiğiniz tohumu bir düşünün! Onu, topraktan siz mi bitiriyorsunuz? Yoksa biz miyiz bitiren?
Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Onu, bulutlardan indiren siz misiniz? Yoksa biz miyiz indiren? İsteseydik, onu tuzlu bir su yapardık. Öyle ise şükretmeniz gerekmez mi?
Söyleyin şimdi bana! Yakmakta olduğunuz ateşi (bir düşününüz), onun ağacını siz mi yarattınız? Yoksa biz miyiz yaratan? O halde sen Rabbini, Azim ismiyle tesbih ve takdis et, eksik sıfatlardan, vasıflardan onu uzak tut!”
“Onlar Allah’ın kadrini hakkıyla bilemediler. Hiç şüphesiz ki Allah çok güçlüdür ve her şeye üstündür.”
Gerçek huzur ve saadeti bulanlar; gök ve yerdeki eşsiz sanatı görenler, mülkün sahibini, eserleriyle tefekkür ederek, gönül rahatlığına erenlerdir.
Bütün bu ayet ve hadisler göz önüne alındığında insanın şöyle düşünmesi gerekiyor. Evet bu kainatı bir yaratan, sevk ve idare eden var, hiçbir şey kendiliğinden olmuyor, hiçbir şey yoktan var olmuyor ve var olan da yok olmuyor. İşte üzerinde yaşadığımız bu dünyayı imar edecek yani burada güzel işler yapacak olan da akıl nimeti ile donatılmış ve dünya ayaklarının altına serilmiş olan insanoğludur. İnsan bunun kıymetini bilmeli ve yaratanına bundan dolayı teşekkür etmelidir.
İnsan eğer Rabbine karşı teşekkür eder ve sahip olduğu değerlerin kıymetini bilirse Allah o insana verdiği nimetleri artırır, yok eğer insan Rabbine teşekkür etmez O’ nu inkar ederse o zaman Allah o kişiye verdiği nimetleri kısar ve onu böylece imtihan etmiş olur. İşte insanın hayatı bu iki durum arasında gelir geçer gider, kimi bundan ders çıkarır elindeki nimetlerin artmasını sağlar, kimisi de bundan kendisine bir ders çıkarmaz ve sahip olduğu nimetlerin artması bir yana elindeki nimetlerin bile elden çıkmasına sebep olur, kimi insan bunu fark eder, kimisi bunu düşünmez bile.Unutulmamalıdır ki dünya hayatı geçicidir ve baki olan sadece ALLAH’ tır.