Bir ayet-i kerimede Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “De ki! Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?”  Peygamber Efendimiz de bir hadis-i şerifte  (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Dua, ibadetin özüdür.

Dua, ruhun Allah’a doğru yükselişidir. Dua etmek, değer verilen bir aşkın, duyarlı olmanın ve sevmenin tecellisidir. Dua, zekânın karanlık gecesine aşkın yaptığı bir hamle ve uzattığı bir ışıktır. Aynı zamanda güvenmenin, inanmanın ve tanımanın yoludur dua. Dua ihtiyacını kendisinde öldüren bir toplum, pratikte fesat ve çöküşten korunabilecek unsurlara artık sahip değildir. Duanın etkisi bir toplumda zayıflamaya ve unutulmaya yüz tutarsa, o toplumun çöküşüne, dirençsiz kalmasına zemin hazırlanmış olur.


Dua, insan gücünün takviyesi, olumlu işlerin sürdürülmesi ve müminin, bireysel ve toplumsal hayatı düzenleme isteğidir. Sadece güçsüzlüğü karşılamak, sorumluluktan kaçmak, işsizlik, tembellik ve tehlikelerden uzak kalmak amacıyla dua edilmez. Yine sadece hayata karşı direnmek ve toplumsal sorumluluk bilincinin yokluğu gibi eksiklik ve zayıflıkları yenmek amacıyla dua edileceğini sananlar yanılırlar.


Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in yaptığı dualar salt birer dua değil; aynı zamanda dinî ve ahlâkî birer eğitim-öğretim metinleridir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in duaları, bizdeki yaygın biçimiyle maddî olarak ihtiyaç duyulan şeyleri isteme değildir. Bilakis onun dualarında beğenilen huyları ve insanî faziletleri isteme daha ağır basmaktadır. Onun duaları, toplum içinde mutluluk, adalet ve huzurun oluşması içindir. Alçaklık, adilik, zillet ve başkasına muhtaç olmaktan; zorbalık, baskı ve zulüm altında yaşamaktan; insanî zayıflık ve çöküş etkenlerinden kurtulma isteğidir.


Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’den gelen dualarda hem talep hem tefekkür hem de kulluk yer almaktadır. Onun dualarının başında yer alan Allah’a hitap tarzları, Allah’ı tanıma konusunda bizlere rehberlik etmektedir. Onun duaları Allah’ı tanıma, insanı tanıma, ahlâkî erdem ve faziletleri elde etme, yüce ideallere ulaşma; her türlü kötülük, rezalet ve çirkinlikten uzaklaşma ve korunma hakkındadır.


Duanın kabul edilmesinin olmazsa olmaz şartlarından biri helal lokma, helal kazançtır. Bununla ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde, uzun bir yolculuğa çıkmış, saçı başı dağılmış, toz toprak içinde kalmış bir adamı örnek vererek şöyle buyurur: “Bu adam ellerini semaya kaldırmış, ‘Ya Rabbi, Ya Rabbi!’ diye yalvarmaktadır. Oysa yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır!  Onun bu hâldeki duası nasıl kabul edilebilir ki!”  Bu yüzden, duası makbul bir kişi olmak isteyen Sa’d b. Ebû Vakkâs’a Resûlullah (s.a.s), “Yediklerinin helâl olmasına dikkat et ki, duaların kabul olsun.” tavsiyesinde bulunmuştur. 


Ana-babanın, yolcunun, mazlumun, adaletli yöneticinin ve oruçlunun duası, müminlerin birbirlerine yaptıkları dua, hac ve umre yapanların duası, Devamı Gelecek Hafta..