MHP Bugün Ankara’da Türk Siyasi Tarihinin en kalabalık mitinglerinden birini GÜR seslerle yaptı. Türk medyasının fısıltı  karaktersizliğinde karartma operasyonuna karşı MHP, medyatik manüplasyondan etkilenmediğini ve dahi etkilenmeyeceğini açık ve net ortaya koydu… Anket ve medya karartmalarında MHP üzerine oynanan tezgahlar, bir ilim adamı olarak biliyorum ki, ileride doktora ve master konusu olacaktır. Sosyoloji’nin bile tarafsızlık ilkesini bir kenarı bırakıp LANETLEYECEĞİ Sosyal Mühendislik planları MHP üzerinde tutmamış ve dahi tutmayacaktır. Bahçeli bu mitingle baklayı ağzından çıkardı…

“Hükümetin ömrü tamamlanmıştır. Vatansızların, Milliyetsizlerin, Sevrcilerin, Mondrosçuların ve BÖLÜCÜ’lerin umudu olmuş bu hükümet devam ettikçe bu ülke DEVLET olarak kimliksizleşmekten daha öte millet olarak kimliksizleşecektir”

He he, modunda geçiştirilemeyecek bu tespitlerin altında FIRTINA öncesi son umut SANDIK beklentisi var, demedi demeyin… Türk milleti bu sandıkta apaçık bir biçimde bellidir ki, birlik ve beraberliğini oylayacak… Bahçeli’nin ifadelerinde en net biçimde göze çarpan husus bu idi…

Hatta birlik ve beraberlik vurgusu o kadar net bir ifadeye büründü ki, dinsizlikle İTHAM edilen Cumhuriyet’in en büyük ideoloğu ZİYA GÖKALP’in TEVHİD isimli şiirinin Bahçeli tarafından okunması ile Cumhuriyet’e yüklenen dinsizlik iftirası PAÇAVRA gibi buruşturuldu ve en büyük birlik kavramını yaratan DİN algısının kullanılarak AYRIM yaratılamayacağı ifade edildi… Çünkü Tevhid önce BİRLİK demek ve beraber yaşama erdeminin DİN tarafından güvence altına alınması demekti…

Ancak hiçbir manada TEVHİD kelimesi kimliksizleşmeye yol açmıyorken ve Tevhid ülkede VAHDET (birlik) anlamına bürünüyorken, TEVHİD dini İslam ile ayrışma çabaları ne YORUM kaldırır, ne GÖRECELİ bakış açısı kaldırır ne de filanca mübarekin fikirleri ile falanca muhteremin konuya yaklaşım tarzını kaldırır.

Hakikat ve onun algısı olan İSLAM tektir. Hiçbir siyasal HAMLE’ye teşne olamaz… Bunlar Bahçeli’nin seçtiği konuşma metnindeki ifade etmediği gizli cümleler idi… Her seferinde Millet’e yöneldi ve ifade etti… Önceki konuşmalarında BABACAN bir tavır ile daqimi olarak Başbakan’a ulaşmıya çalışıyor ve daimi olarak MUKAYESE sunup neden olmaması gerektiğini bazen TATLI bazen SERT ifade ediyordu…

Biz bugün bu konuşmada artık BAŞBAKAN’ı muhattap almayan bir Bahçeli ile karşılaştık… DEVLET erdeminin iflas ettiği dönemde tek çare MİLLET erdemi diyen ve doğrudan MİLLET’i muhattap alan bir metinle karşılaştık.

Hani her seferinde BAHÇELİ’yi  ve diğer liderleri MUHATTAP almadığını ifade ederek bir kibr-i muazzama olarak algılanan Başbakan’ın karşısında bu sefer onu zerre kadar MUHATTAP almayan bir BAHÇELİ görüntüsü vardı…

BAHÇELİ BİTİRMİŞ ARKADAŞLAR…

Bir devlet seleksiyonu içerisinde, parlamento bütünlüğünün VATAN ve DEVLET bütünlüğü resminin bilincindeki BAHÇELİ, Başbakan’a ve BÖLÜCÜ Fıtrattaki Parlamenterizme rağmen tek yönlü DEVLET çabasından umudu kesmiş ve her seferinde seslendiği, uyardığı BAŞBAKAN’a seslenmeyi ve onu uyarmayı bırakıp millete yöneldiğini gördük… Bahçeli artık MİLLET’i uyarıyor… Bahçeli bu seçim ile beraber, Türk milletinin karar mekanizması olarak ya son yola geldiğini veyahut da daimi olarak karar mekanizması olarak kalma tercihini oylayacağını ifade ediyor…

Bahçeli artık resmen muhattap almayı bıraktığı BAŞBAKAN’ın karşısında en demokratik hak olan MİLLET muhattaplığını referans alıyor ve her satırında seçkin-avam yapmaksızın ifadelerini doğruca millete gönderiyor…

BU NE DEMEK…

Hazırlanın arkadaşlar, ben ışığı gördüm…  2014 te ÜLKÜCÜ bir Cumhurbaşkanı hayal değil…  Bahçeli’nin bu seçimlerde yüzde 17-18 civarı oy almış bir MHP resmi görmesi, yemin ediyorum ki, daha büyük bir hamleye hazırlanmasının resmidir. Ülkücü Cumhurbaşkanı adayı çıkararak, ANAYASA tartışmalarına, Üstünde tepinilen TC kavramına, MİLLİYETSİZ algıların ürettiği politikaya set çekecektir. Bu seçim TASFİYE edilmek istenen bir MHP’nin kader seçiminden daha fazla olarak TASFİYE  edilmek istenen TÜRK MİLLETİ’nin kader oylamasına dönüşmüştür.

Açıkçası, MUHALİF Liderleri muhattap almayan Başbakan, bu sefer Muhalif Lider Bahçeli’nin muhattapsızlığına maruz kalmıştır. MHP’nin muhattapsızlığına maruz kalmak demek, kendi İKTİDAR olmasa da FİKİRLERİ iktidar olan bir partinin karşısına geçmek demektir ki, öyle miting alanlarında ÜÇ HİLAL açarak, Doğan Görünümlü Şahin modifiyeli gibi Eski Ülkücü’ler üzerinden nemalanarak siyaseti kurtaramayacağı anlamına gelmektedir. Bahçeli açık ve netti arkadaşlar…

Ülkenin tek bir hakikati var ise o da BİRLİK ve BERABERLİK argümanıdır. Bunun en net ifadesi MİLLETLEŞME kavramıdır. Ne SAMİ kökenliyiz ELHAMDÜLİLLAH ne de Ben-i Nadir’deniz. Millet-i İbrahim romantizminde değil Ümmet-i Muhammet hakikatindeyiz. Türk oğlu da Türk’üz…

O halde kavramları parçalayan şeye VAHDET denilmez ve olmayan VAHDET ile TEVHİD sağlanmaz…

Bahçeli bugün milleti tevhide çağırırken ÜLKÜCÜLERE de VAHDET görevi yüklemiştir.

Allah YAR ve YARDIMCIMIZ olsun…

Yastığımız Mezar Taşı

Yorganımız Kar olsun

Biz Bu yoldan Dönersek

Namus Bize Ar Olsun

 

Dr. Mehmet Fatih DOĞRUCAN

Medyafaresi