Bu köşemden siz değerli okurlara ikiden fazla değindiğim nadir konular oldu. Ödemişlilerin birebir hissettikleri ve defalarca kendi aralarında gündeme getirdikleri hava kirliliği konusundaki yazılarımı da bu kategoriye sokabiliriz.

Malum kentimiz ovada kurulmuş ve genişlemiştir. Bu yanlışlığın en önemli ve olumsuz neticelerinden biri tarım arazilerinin inşaat sahasına dönüşmesi diğeri de kesinlikle kirli hava solumak zorunda kalışımızdır.

Gazetemiz Yerel Güç’te konuyla ilgili bir haber yayınlanınca hava kirliliğini yeniden satırlarıma taşımaya karar verdim.

Kentin ve kentlinin pis hava solumaktan kurtulmasının ilk akla gelen ve neredeyse kesin çözümü doğalgaza geçmektir. Kentin siyaseten isim yapmış kişileri tayinden, parktan bahçeden ve hatta çevreyolundan bile öncelikli olan bu konuyu çözmedikten sonra “ben Ödemiş için…. yaptım” cümlesini kurmasın. Çünkü bu kente ve kentliye sunulacak  en büyük hizmet “temiz havada nefes alıp vermektir”. Özellikle iktidar partisine mensup siyasiler yemeden içmeden Ödemiş’in doğalgazla tanışmasına çaba göstermelidir.

Ancak doğalgaz konusunun çözümüne kadar geçecek sürede yapılması gereken ise kentte satılan ve kamu tarafından dağıtılan kömürlerin kalite kontrollerinin yapılmasıdır.

Geçtiğimiz dönemde konuyla ilgili yazılarım üzerine dönemin Belediye Başkanı Bekir Keskin gerekli tahlilleri gerçekleştirip sonuçları kamuoyuna açıklamıştı. Gerçi Ödemiş isten ve dumandan kurtulmadığı için bu açıklama bir taraftan beni tatmin etmezken bir taraftan da sorunun halli için kömür denetimlerinin çözüm olmadığı düşüncesi kafamı bir hayli meşgul etmişti.

Ben yine de denetimlerin sorunu tamamen çözmese de olumlu sonuçlar doğuracağı kanısındayım. Sayın Mahmut Badem’in de konuya hassasiyetle yaklaşarak gerekli tedbirleri alacağı inancındayım.

Yine de geçici çözümlerdense kesin çözüm olan doğalgaz’da ısrar ediyorum. Bu ve benzeri gazlamalarım ne kadar etkili olur bilmem ama belki de bir delikanlı çıkıp Kasımpaşalılık yapar da rahat bir nefes alırız.