Partiye hizmet etmek de suç olur mu, diyeceksiniz. Bunun olduğu yer de vardır, olmadığı yer de. CHP parti üst yönetimlerinde Bayındır örgütü için böyle bir yazılı olmayan kural yıllardır uygulanır.

Bunun sebebi seçimden seçime zuhur eder; çünkü suçun maddi ögeleri partiye yıllarca hizmet etmek ve seçim gelip çattığında aday adaylığı dilekçesi vermektir. Manevi öğesi ise bu eylemleri bilerek ve isteyerek yapmaktır. Müeyyidesi de “Sen ha, üç beş yıl partiyi omzunda taşıdığın diye aday olma hakkı mı kazandım sandın? Topla tasını tarağını defol git!” denilerek sıntarılmak ve partiden uzaklaştırılmaktır.              

                                                                   …

Peki, sebep ne? Şu;  partinin bu ilçede aday belirleme yöntemi farklı. Adaylar kategorilere ayrılıyor. Şöyle ki;

Birinci kategori: Hizmet etmeyenler kategorisi. Bu kategoriye dâhil olan adaylarda aranan en temel özellik, partiye hiç mi hiç hizmet etmemiş olmaktır.

İkinci kategori: Eşikten atlamazlar kategorisi. Birinciye göre daha şanslı olan bu kategoriye dühûl edebilmek için partiye hizmet etmemek yetmez, daha makbul nitelikler aranır. Örneğin, partinin kapı eşiğinden içeri adım atmamış biri geldiğinde hizmet etmeyenler şansını yitirir. Bu kategoriyi partiye ayak basmayanlar oluşturur.

Üçüncü kategori: Sokağından geçmezler kategorisi. Yine takdir edersiniz ki, eşikten atlamaz takımına da adaylığı kolay kolay yedirmezler. Çünkü bir de partinin bulunduğu binanın sokağından geçmemiş olanlar vardır.   Bu kategoriyi partinin bulunduğu sokaktan hiç mi hiç gelip geçmeyenler oluşturur. Adaylık için en şanslı kişiler bu kategoriden çıkar.

Ne? Gecesini gündüzüne katıp partiye hizmet edenler mi? Saçmalamayın!                                                               

                                                                 …

Haydi, saçmalamanız bittiyse devam edelim:

Bu arada en şanslı dediğimiz, parti binasının bulunduğu sokaktan gelip geçmez, üçüncü grubun bir özelliği vardır. Bunlar sürtünmeci siyaset uygularlar. Partili bir milletvekili ya da parti üst yönetiminden biri ilçeyi ziyarete mi geldi; o gelenler var ya, bu (parti açısından) bal yapmazların çok yakından ağabeyleri olurlar. Hemen bir fırsatını bulur kıçlarının dibine tünerler.

Eskiden bizim köylerde bir şaka vardı; biri, bir başkası için “O benim akrabam olur.” dediğinde, bu akrabalık ilişkisini bilmeyen ya da ihtimal vermeyen biri hemen ortaya atılır: “Nerden akraban oluyor len, köprübaşında öt mü tokuşturdunuz?” diye sorardı. Yukardaki üçüncü kategoriyi oluşturan ‘Değerli arkadaşlar’ da köprübaşı yöntemi ile yakınlık tesis edip adaylığı sağlama alırlar. Öyle ya yıllarca partiye hizmet edip kendilerini yoracaklarına, bu yöntemle iki karşılaşmada şık şık işi bitirmek daha kârlı.

CHP Bayındır’da belediye başkanlığını niçin kazanamıyor mu demiştiniz? Sorduğunuz soruya bak, ben köprü müteahhidi miyim? Nerden bileyim!