13 yıllık meslek yaşantımda haberlerde doğru ve tarafsız olma gayreti içerisinde oldum. Yaptığımız acımasız eleştiriler birilerinin canını acıtsa da amacımız doğruları göstermek adınaydı.
İnsanın bu ülkede basın mensubu olarak yaşaması, haber yapması, yazı yazması gerçekten çok güç. Binbir güçlükle gerçekleştirilen bir sürü meslek varken bunun neresi zor ki der düşünürdüm.
Esasında işin zorluk boyutunu yaftalarken birkaç doğru soruyu sormak gerekir. Mesleğin zorluğu kendi şartlarından mı yoksa dolaylı şartlardan mı? Yani size engel olanlar mı var? Nedir? Nasıldır?
Esasında işin zorluk boyutunu yaftalarken birkaç doğru soruyu sormak gerekir. Mesleğin zorluğu kendi şartlarından mı yoksa dolaylı şartlardan mı? Yani size engel olanlar mı var? Nedir? Nasıldır?
Gazetecilik mesleği için bu zorlukların hepsi geçerli. Mesai kavramının olmayışı, etkinliğin, aksiyonun tam göbeğinde yaşam zorunluluğu bu mesleği gerçekten zorlu hale getiriyor. Bir haber peşine gidiyorsunuz, adamın biri çekmiş otu, içmiş şarabı elinde bıçak ortalığı dağıtıyor. Takmış peşine 3 ekip arabasını, 40 polisi, 1 ambulansı 3 saat dolaştırıyor. Sabahına mekanımızda 10 kişi ‘Efendim bu iyi bir çocuk, çok mahcup, bakın sizden de özür diliyor zaten pişman, lütfen bunu haber yapmayın’. Haydendiiii.
Bu adli haber yönüyle böyle. İş siyasi haberlere ve siyasi yazarlığa gelince daha da zorlaşıyor. O zaman işin içerisine bürokratlar, idareciler, başkanlar da girince herkes kendine göre etkinliğini kullanıp sizin haber yapma halkın da haber alma özgürlüğünü sindirme gayretine giriyor. Bütün bunlar olup biterken birileri de arada açtıkları davalardan aldıkları dava başı ücretlerle ekmeklerini sırtımızdan kazanırken memleketimizin hakim ve savcıları da dedi mi demedi mi derdine düşüp bunca yoğunluklarının arasında bizlere vakit ayırmak zorunda kalıyor. Söz konusu davaları açan belediyeler olunca da iş içinden çıkılmaz hale geliyor.
Özellikle belgesi olmayan ciddi bir olayın haberini yapmama gibi bir kuralımız var. Donkişotluk kanımızda var, ancak bunu yaparkende kendimize olan güvenimiz ile Nasrettin Hoca’nın fil fıkrasında olduğu gibi arkamıza dönüp baktığımızda kaç kişinin olduğunun da önemi yok.
Yaptığımız haber yazılan köşe yazıları birilerini rahatsız ederken büyük bir kesiminde söylenmeyen dili olur. Verilemeyecek hesapları olanlar sessiz kalır.
***
Ödemiş Belediye Başkanı ve Sosyete Pazarı ile ilgili projeyi gerçekleştirenlerden hala neden ses soluk çıkmadı merak ediyoruz. Gidip görmedim ama gidenlerin ve bizzat sergi açanların yalancısıyım 120’ye yakın stant bulunuyormuş 20’ye yakın esnaf Ödemişli ve gerisi Ödemiş dışından esnafmış. Hiçbir zaman bu tür etkinliklere karşı olmamış bilakis kendim içinde bulunmasam da destek olmuşumdur. Ancak beni kızdıran zamanında bahar şenliklerine katılan esnafın Ödemişli olmayışından şikayetçi olan kişilerin şu an nasıl olur da Ödemiş dışından esnafın sergi açmasına izin veriyor anlamış değilim. Belediyenin servis hizmeti vermesi, yer ücreti alınıp alınmaması...O zaman ile bu zaman arasında ne fark vardır anlamış da değilim. Kimse çıkıp açıklama yapamayacak durumda ise bu görev halkın oyları ile seçilen çok değerli meclis üyelerimize düşüyor. İlk toplantıda bizim sorduğumuz soruları umarım içinizden biri dilek ve temenni kısmında bunu dile getirir. Ayrıca Sosyete Pazarı’na katılıp katılmayacağı kaç esnafa soruldu da merak konusu. Görüştüğümüz esnaflar kendilerine teklif edilmediğini söyleyerek bu pazarın cumartesi günü sergi açan esnafı da etkileyeceği endişesi içerisinde. Yıl boyunca her cuma Sosyete Pazarı, cumartesi günü de ayrı pazar esnafı ben çıkamadım işin içinden gerçi ben sergi açıp kıyafet takı satan biri de değilim. Ancak bu meydanları boş sananlara boş olmadığını hatırlatmak isterim. Özellikle Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin’e kendisine sadece Sosyete Pazarı’nı kuran ve sergi açan esnafın oy vermediğini hatırlatır mavi boncuk dağıtmaktan vazgeçmesini tavsiye ederim. Ödemiş hiçbir başkanını ikinci kez seçmemiştir. Her gelen başkanda oy kaybı düşüncesi ile yumruğu masaya vurup karar alamamıştır. Alınacak her karar, bu kim olursa olsun şahsi değil, toplumun çıkarları düşünülerek alınmalıdır.
***
Devlet Hastanesi yeri ile ilgili kararın acele alındığını düşünüyorum. Bu konu ile ilgili ayrıntılı araştırma yazımı da çok yakında yayınlayacağım.
 
***
Gelelim değerli Tire halkının oy çoğunluğunu alarak Tire Belediye Başkanı olan Tayfur Çiçek başkanımıza. Kendisi ile tanışana kadar onun gözünde düşman olan gazetemizin kendisine düşman olmadığını yüzyüze görüşmemizde dile getirmiştim. Kendisi ile aynı mücadeleyi veren ekip arkadaşları ve CHP, AK Partili belediye meclis üyeleri ile yaşadığı sıkıntıları acımasızca dile getirilmesi kendisini rahatsız ediyor farkındayım. Ancak bu acımasızlığın kendisine özel olmadığını tekrar hatırlatmak isterim.
Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek bir radyo programında “Bazıları manşet atmayı seviyor” diye gönderme yaptı. Ve bu konuda üstüne alınacak bu havzada tek bir gazete var. O da Yerel Güç gazetesidir. Zira şu havzada kimsenin atmaya cesaret edemeyeceği manşetleri atmak konusunda üstümüze yok. Tire’ye eczane yerlerinin yapılması belediyeye gelir olarak sağlanmasını birkaç yerde örnek olarak anlatmışımdır. Ancak bu binaları yaparken nasıl bir prosedür uygulandı ben bilemem. Mahkeme kararı ile inşaatın durdurulmasında benim bir rolüm olmadığına göre elimizdeki belgelere dayanarak haber yapıldı. Ki kararın alınmasından yirmi gün sonra gazete sayfalarımızda yer buldu. E peki bizim suçumuz ne? Elimizde mahkemenin kararı var. Kararı aynen gazeteye de bastık. Yalan olan ne? Yanına bir de haberi yazdık. Karardan Başkan Bey’in haberi olduğu da etrafında dolaşan kuşlardan duyuyoruz. Tekzip metni mahkeme kararını versin o zaman yayınlarız.
Bu arada teşekkür etmek istiyorum. Tire’de yayın hayatını sürdüren gazetelerde bizim reklamımızı iyi yapıyorsunuz. Ne demişler reklamın iyisi kötüsü olmaz. Biz tarafsızlığımızı Tire Belediye Basın Bürosu’nun haberlerini yayınlayarak göstermiş olduğumuzu düşünüyorum. Aynı şekilde bizim gazetemizi mahkemeye verdiğiniz, mahkeme sürecinin devam ettiği yönündeki haberleri yazıp gönderip bizim gazetemizde dahil olmak üzere tire gazetelerinde de yayınlandığı gibi. Dava sonuçlandığında alınan karar gazetemizden yana olduğunda da davayı kaybettiğiniz yönünde haber yapmanızı bekliyoruz.
Yerel Güç Gazetesi benim bile hızına yetişmekte zorlandığım bir büyüme süreci içerisinde. Bu büyüme birilerine hedef değil yapıcı olmadan yanadır. Tüm okuyucularımıza huzurlu, sağlıklı bol kazançlı ve borçsuz günler dilerim. Hayallerinizin peşinden gidin ve mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyin.