Baharı Yaşamadan isimli son yazımda da bahsettiğim gibi futbol ligleri bitti ve bu sene ne Dünya Şampiyonası ne de Avrupa Şampiyonası var. Futbolseverler uzun bir süre futbolsuz kalacak.
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz değerli sanatçı Kayahan’ın pek çok güzel şarkısı dillere dolanmıştır. Sizleri bilmem ama benim için en hatırlanası şarkısı “Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi”’dir. Çünkü bu şarkıda geçen “Siyah beyaz film gibi biraz…” sözleri birçok Beşiktaş sevdalısı gibi benim de gönlümde ayrı bir yer tutar.
İşte bizim futbol hikayesi de siyah beyaz film misali bir hikaye. Çünkü bu hikayede yaşananlar zaman zaman beyaz zaman zaman ise siyah duygular ve düşünceler yaşatacak okurlara. Çekişmeler, yarışlar, başarılar ve başarısızlıklar yanında bazen ayak oyunları ve biraz da entrikalarıyla film gibi olacak. Dedim ya hayatımız ile futbol oyunu arasında birçok ortak yön var. Biraz şans çokça çalışma yanında zeka, kurnazlık ve namus duygusu ile bitirilen 90 dakika gibi hayatımızı da benzer bir paralellikle yaşarız. En büyük fark futbolda sabit olan 90 dakikalık mücadelenin insan hayatında süresinin belirlenememesi. Tıpkı hayattaki gibi bazıları biraz daha imtiyazlıdır diğerlerinden ve daha az emek harcar ama büyük çoğunluk ekmeğinin peşinde koşar durmadan tıpkı topa sahip olmak isteyen futbolcular gibi. Kimisi ne yapsa yer bulamaz ilk 11’de kendisine, kimisi de hep birilerinin adamı olmayı ve sahada kalmayı başarır.
İlerlemek isterken önünüze geçer birileri hatta çelme takar sizi durdurmak için. Birileri sevinirken diğerleri de üzülür alınan neticeye; arada nadiren de olsa eşitlik bile mutlu eder insanı. İdare edenlerin kontrolü altındasınızdır ve olası bir kural dışı harekette yakalanmanız halinde cezalandırılmanız kaçınılmazdır.  Rakiple yaptığınız mücadelede bazen yola birlikte çıktığınız insanların sizleri yalnız bıraktığı gibi öylece kalakalırsınız. 
İşte bu kadar hayatımıza benzeyen futbolu ve futbolun aktörlerini yazmadan olur mu?
Yazın gelmesiyle artan sıcakların arasında sizleri bunaltmadan içinde biraz futbol, biraz insan ve çokça hayat olan hikâyemize başlıyoruz. Hadi hayırlısı…