Bugün 27 Mayıs…1960 yılı Askeri Darbesinin o meş'um günün, yıl dönümü… Milletin sevgilisi Adnan Menderes ve kabine arkadaşları Dış İşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamı ile sonuçlanan kahrolası günlerin başlangıcı. Türkiye'nin kalkınma yolundaki güzelim gidişine konan büyük takoz. Nice yetişmiş devlet adamının hayatlarının birer birer sönüşünü gözyaşlarıyla izlediğimiz uzun yılların başlangıcı 27 Mayıs 1960.
Bu tarih söz konusu olunca, akla gelen ilk isim Adnan Menderes ve Demokrat Parti. Menderes'in bütün Anadolu insanınca sevilmesine bir tek örnek verip farklı olaylara ve kişilere temas edeceğim.
1923 ilâ 1950 yılları arasında, Ülkemizin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde meydana gelen “ Kürt İsyanı” 22 (yazı ile yirmi iki)  Peki Demokrat Parti Döneminin kapsayan 1950 – 60 yılları arasında sıfır isyan. Hem, şimdiki iktidarın yaptığı gibi Kürdistan peşkeşi çekilmeden. Ülke nasıl yönetilirin cevabını, Siyaset Bilimcileri versinler. O dönem, tek millet nasıl olunurun en bariz göstergesidir bu durum.
Yazının başlığı, birkaç ay önce TRT'de yayınlanan bir dizinin adı aslında. Ama benim içimde 50-60 yıldır yanan bir Menderes aşkının ifadesidir. “Ben Onu Çok Sevdim“
TRT diziyi geç saatlerde ve sık sık günlerini değiştirerek verdiği için çok kimse tam izleyemedi. Menderes rolündeki Mehmet Aslantuğ çok başarılı idi. Demokratlara tavsiye ederim, internette her bölümü mevcut.
Adnan Menderes çok talihsiz bir insandı. Ana babayı küçük yaşta kaybetmenin onu bir his insanı yaptığını biliyoruz.
Askeri darbenin kurduğu tam bir hukuk faciası olan Yassıada Mahkemelerindeki yargılama sürecinde, savcı Altay Ömer Egesel ile Baş Hâkim Salim Başol'un hakaretleri yetmezmiş gibi en yakınları iki bakan tarafından arkadan hançerlenmiştir.
Aydın'dan arkadaşı olan, Ethem Menderes'i, 1934'de Soyadı Kanunu çıktığında, akrabası olmadığı halde, kendi soyadını onun da alması yetmiyormuşçasına, 1950'de onun da milletvekili olmasını sağladı. Hep Bakan olarak da kabinesinde idi. Mahkemelerde Ethem Menderes, kendi canını kurtarmak için olmadık yalanlarla aleyhinde şahitlik yaptı. Zira o da bakandı, Adnan Menderes'in Kabinesinde. 4 sene hapis yattı, sonunda insan içine çıkamadan bir yerlerde öldü gitti. Ne adını anan var, ne mezarını bilen…
Yalnız o değil elbette. Can derdine düşenlerden biri de Milli Savunma Bakanı Şem'i Ergin. O da can derdiyle, mahkemelerde karakterini sıfırlayarak, aleyhte şahitlik yaptı Menderes ve Cumhurbaşkanı Celâl Bayar hakkında. Çoluk çocuğu bu utanç yüzünden toplumda hiç görünmediler.
Berin Menderes çok asil, iyi eğitimli, lisan bilen, dindar bir kişiliğe sahipti. Rahmetli kardeşim Mutlu Menderes'in Cenaze Merasimi sonrası (1978) evine yine rahmetli ağabeyim İzmir Milletvekili Zeki Efeoğlu ile birlikte giderek elini öpme bahtiyarlığına ermişimdir, Berin Hanımefendinin. Berin Hanım, ta başından beri Ethem Menderes'i sevmemiş ve mesafeli durmuştur. Adnan Bey, onu hiç evlenmediği için evinde bir evlât, bir kardeş gibi tutmuştur. Dizide Berin Menderes'in Ethem Menderes'e mesafeli duruşu çok güzel işlenmiş. Burada, Berin Hanım'ın üstün zekâsı ve kadınlık sezgisinin ne kadar güçlü olduğunu görüyoruz.
Menderes'in, fakir ama gururlu Anadolu insanına verdiği değer, bugün hatta mahşere kadar adının unutulmayacağına delildir.
Başta, Yassıada Mahkemelerindeki asil ve şövalye duruşuyla üçüncü Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar olmak üzere Adnan Menderes ve kader arkadaşlarının önünde saygı ile eğiliyor, mekânlarının cennet olmasını diliyorum. Nur içinde yatsınlar, bu millet onlara daima müteşekkirdir ve dualarını asla unutmaz, esirgemez.
Saygılarımla