Şöyle kabataslak bölümlere ayırırsak insan vücudunu dört ana bölüme ayırıp incelemek mümkündür. Birinci bölüm baş; ikinci bölüm iç organlar aracılığıyla yaşamsal faaliyetlerin cereyan ettiği gövde diye tanımlayabileceğimiz kısımdır.
Üçüncü bölüme girerken olabildiğince tedbirli olmakta büyük yarar vardır. Bu bölüm gövdenin bitimine yakın başlar bacaklara kadar uzanan kısa sayılabilecek bir bölgeyi işgal eder. Ondan sonrası baldır, diz ve ayaktır; bunlar sıradan organlardır.
Biz dönelim yine zurnanın zırt dediği yere. Bu bölge insan vücudunun en hassas kısmıdır. İşlevini akıldan çok duygularla yerine getiren organlar bu bölgeyi mekan tutmuşlardır. Görünmezdirler. Hassastırlar. Mağyubiyete dair telakki edilirler.
                                                      …
İşbu organlar, en başta yaşamın idamesindeki rolleri tahtında çok önemsenirler. 
Hassasiyetlerinin yanında suç aleti olmak ve nezdinde mağduriyete düçar olmak gibi haletlerine de sık sık tanık olunur.
                                                       …
Bu bağlamda korunmalarına büyük hassasiyet gösterilir.
Birincisi fizikseldir: Örneğin boks sporunda belden aşağıya vurmak yasaktır. Çünkü bu bölgedeki organlar zarar görüp, neslin idamesine halel gelebilir.
İkincisi, duygusal bir sebeptir: Bu bölgedeki organlar düşünme mekanizmasına  çok uzak olduğu için, duygulara kapılıp fevri davranışlarda bulunabilirler; bunun için harici önlemler almakta büyük yarar vardır.
Örneklemek gerekirse;
- Erkeklerle kadınları aynı mekanlarda bulundurmamak, mümkün mertebe haremlik selamlık biçiminde ayrı yerlerde oturtmak gerekir.
- Keza okullarda kız ve erkek öğrencilerin aynı sınıfta ders görmeleri fevkalade zararlıdır. Aynı sırada bir kız bir erkek öğrencinin yan yana oturması açık açık ırza tasaddi, hatta ilgili organımızı korkak alıştırmayalım ırza tecavüz mahiyetinde dahi telakki edilebilir.
- Bir önemli husus da şudur ki; sarı basın kartı olmayan adama gazeteci denilmez. Bunlar topyekûn tecavüzcüdür. Tez elden derdest edilip hapse atılmalı ve toplumun namusu kurtarılmalıdır.
- Ayrıca cins-i latif takımının, “Neşe’nin kepek sorunu şampuanı” reklamı yapar gibi saçlarını savura savura alenen sokakta dolaşması, pek hoş karşılanmaz. (Gözlerini göstermeleri de hoş değildir ya, onun zamanı vardır.)
 
                                                                       …
 
Neredeydik? Ha, belden aşağı vurmak tehlikeli ve yasaktır, diyordum.
 
Peki, kimileri niçin hep belden ayağı vururlar öyleyse?
 
Neden olacak, akılları hep üçüncü bölgede; ama haklarını da yememek gerek, “Beyin” bu bölgeye uzak düşüyor.