Bir milleti millet yapan temel değerler arasında “dil” olmazsa olmaz unsurlardandır. Bunun içindir ki gelişmiş ve Dünya'da söz sahibi olmuş ülkeler dillerine ve dillerinin gelişmesine özel bir önem verirler. 
      Yüzyıllardır Dünya'ya hakim olmuş ve hala da olmaya devam eden başta İngiltere ve aynı dili konuşan Amerika Birleşik Devletleri'nin bu duruma gelme sebepleri arasında “dil” önemli bir yer tutar. Çünkü gerek ticari gerek siyasi gerekse sosyal kaynaşma ve birliktelik ortak dil ile daha kolay kurulan derin temellere sahip olur. 
      Bu iki ülkeyi bir kenara bırakın günümüzde daha arka planda kalan Almanya ve Fransa da dillerine büyük önem gösterirler. Bir Devlet politikası olmaktan öteye bireylerin zihinlerine ve yaşantılarına işlemiştir bu durum. Bir çok Fransız kendi dili dışında İngilizce'yi gayet iyi konuşup anlayabilse bile gerekmedikçe Fransızca konuşmayı tercih eder. Bunun sebebi sadece tarihsel çekişme değil Fransızca'nın korunup gelişmesi amacı gütmelerindendir. 
      Gelişmekte olan ülkeler arasında sayılan bizim gibi ülkelerde de çocuklara küçük yaşlardan itibaren sırasıyla İngilizce, Almanca ve Fransızca öğretilmek istenmesinin amacı da bu dillerin Dünya'ya hakim olmasındandır. 
      Dünya coğrafyasında Türk soylu ülkelerin yayılışına ve de Türklerin göçmen hatta vatandaş olarak Dünya üzerindeki farklı ülkelerde yer edinmeleri karşısında Türkçemizin yeterince konuşulup yayınlaşmaması da acı bir gerçek. 
      İşte bu gerçeği bundan 82 yıl önce gören büyük önder Mustafa kemal Atatürk'ün önderliğiyle 12 Temmuz 1932'de Türk Dil Kurumu (o tarihteki adı; Türk Dili Tetkik Cemiyeti) kuruldu. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Kurultayı adı verilen ilk genel kurulu 26 Eylül 1932 günü  Dolmabahçe Sarayında yapıldı. Her yıl 26 Eylül'ün Dil Bayramı  olarak kutlanması önerisi oybirliği ile kabul edildi. O tarihten bugüne de her yıl 26 Eylül'ü Dil Derneği'nin düzenlediği etkinliklerle, Dil Bayramı olarak coşkuyla kutluyoruz(!). 
      Aslında gerçekten kutluyor muyuz? 26 Eylül'ün Dil Bayramı olduğunu biliyor muyuz? Kaçımızın 26 Eylül denince aklına Dil Bayramı geliyor? Günlük konuşmada bile Türkçe'yi doğru dürüst konuşamayanlar her geçen gün artarken, etrafımızdaki panolarda Türkçe'den çok yabancı dillere ait kelime ve ifadeler Türkçe'mizdeki örneklerden fazlalaşırken “Dünya Devleti”(!) olmakla övünen Devlet büyükleri Türkçe'mizi korumak ve geliştirmek adına acaba ne yapıyor? 
      Türklüğü, Türkçe'mizi ve milli birlik ve beraberliğimizi bir kenara bırakarak Dünya Devleti olunamaz. Bu bilinci ve hassasiyeti yeni nesillere yaymak ve kavratmak zorundayız. 
      Başta Türk kimliğine sahip çıkan, Türkçe'yi temel unsurlarından kabul eden ve Türkçe'mizi koruyup geliştirmeye gönül verenler olmak üzere Türk kimliğine sahip herkesin 26 Eylül Türk Dil Bayramı kutlu olsun.