Bayındır Adliyesi’nde gururla karışık bir hüzün yaşanmakta. Bu durum avukat arkadaşlardan tüm adliye personeline, davasını takip için gelen yurttaştan çaycı Naim’e kadar herkesin yüzünden seziliyor.
 
                Eskiden de tayinler yaşardık ama, birer ikişer olurdu. Kalanlar gidenlerin yokluğunu fazla hissettirmez, yerini hemen doldurur, vedalar da daha şenlikli olurdu.
 
                 Böylesi ilk kez oluyor benim bildiğim. Dört yargıcımızı, iki cumhuriyet savcımızı bir anda uğurlamak zorunda kaldık.
 
                 Bir boşluğa düşmüş gibi olduk desem, yanlış olmaz.  
 
                 Tabi bu bizim bakışımızla; daha doğrusu buradan öyle görünüyor.
 
                                                            …
 
                 Yeni görev yerleri şöyle;
 
                  Yargıçlarımız:
                  Sulh Ceza Yargıcımız Ogün Ahmet Tepe, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na,
                  Sulh Hukuk Yargıcımız Murat Uyar, İstanbul Çağlayan Adliyesi Yargıçlığı’na,
                  Asliye Hukuk ve Kadastro Mahkemesi Yargıcımız Rahime Eren, İstanbul Küçükçekmece Yargıçlığı’na,
                  Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcımız Seher Yıldız, Yargıtay Tetkik Hakimliği’ne,
 
                  Cumhuriyet Savcılarımız:
                  Nuri Veysel Eren, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na,
                  Serkan Coşkun, Mazıdağı Cumhuriyet savcılığına atandılar.
 
                                                            …
 
                  Gerek yargıçlarımız ve gerekse cumhuriyet savcılarımız bilgi ve çalışkanlıklarıyla, adaleti tecelli ettirmede gösterdikleri büyük hassasiyetle, kişi olarak herkese karşı fevkalade insancıl davranışlarıyla ve her halleriyle, Bayındır Adliyesi’ne bir “Altın Çağ” yaşatmışlardır.
 
                  Bu kadro, bir dönem, Bayındırlılar olarak bizim şansımızdı kuşkusuz.
 
                  Her birinin terfi ederek tayin oluşu, bu gerçeği bizden başka birilerinin de gördüğünü gösteriyor.
 
 
                                                            …
 
                   Ayrıntı belki ama bir şeyi yazmadan geçemeyeceğim, biliyorsunuz kadastro bir memleketten bir kez geçer. O davalar bitinceye kadar görev yapmak üzere kadastro mahkemeleri kurulur. O da bitmez yıllarca sürer. Ama,  Bayındır Kadastro Mahkemesi’nin tüm davaları (Önemli davalar temyizden geç döner* kuralına rağmen) bir çırpıda bitti.
 
                     Yargıç ve savcılarımızın yeni görevlerinde daha büyük başarılara imza atacaklarından hiç mi hiç kuşku duymuyoruz. Başarı dileklerimizi de yineliyoruz.
 
                                                          …
 
                      Şimdi yeni yargıçlarımızı ve savcılarımızı bekliyoruz. Umutluyuz. Ne de olsa şeytanın bacağını fena kırdık.
 
*Övünmek gibi olmasın bu özdeyiş bendenize aittir.