Başından ya da basından başlamak… Her iki kelime arasında sadece tek bir nokta farkı var. Bütün mesele o farkı yakalamak aslında… Zira tek bir nokta kelimelere büyük farklar oluşturabilir.  
Gerçekten de görevini doğru yapan veya yapabilen bir basın, gelişmiş toplumların en temel dinamiklerinden biridir. Demokrasi bilincinin gelişerek varlığını devam ettirmesinin en önemli dayanağıdır. Haberleşme, haber verme ve haber alma hürriyeti bakımından da insanlık tarihi kadar eski ve bir o kadar da temel haklardan biridir. Belki de sadece bu nedenlerden dolayı bile yaşadığımız toplumsal sorunlara en başından yani basından başlamak gerekmektedir. Ama basından kelimesinde bir nokta eksik olduğu için sanırım meselelere başından başlayamıyoruz.
Bu bakımdan Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Tire Süt Koopertifi Başkanı Mahmut Eskiyörük’ün  basın mensupları ile bir araya gelmesi, Ak Parti Tire ilçe teşkilatının ise tüm basın mensuplarını tek tek ziyaret etmesi oldukça düşünceli ve hassas bir davranış örneği olmakla birlikte, gelişmiş bir toplum hedefi için atılmış önemli adımlardır. Mahmut Eskiyörük’ün basını her zaman önemsediğini 30 yıldır gazetecilik yapan bir arkadaşımızın samimi itiraflarından da bir kez daha öğrenmiş olduk. Bu arada Tire Süt Kooperatifi ve  Ak Parti Tire ilçe teşkilatı dışında bu günle ilgili herhangi bir program yapan  başkaca bir siyasi parti ya da sivil toplum kuruluşu olmadığını da hatırlatmak isterim.  
İster sevin ister sevmeyin. Mahmut Eskiyörük, kendi alanında üreten, düşünen, hedefleri olan ve bunların sonucunda da bol miktarda projeleri olan biridir. Kimine göre kendi ikbali, kimine göre de üretici kesimin ikbali içindir ama her iki sebeple bile olsa, on binlerce kişiyi ilgilendiren, rol projelerin uygulayıcısı olarak çalışmaktadır. Mahmut Eskiyörük’ün liderliğine Tire Süt Kooperatifinin gündeme getirdiği projeler, Türkiye genelinde etkili olmakta ve tarım alanında yaşanan sorunlara alternatif çözümler getirmektedir.   
Bu nedenle Mahmut Eskiyörük’ün, Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında basın mensupları ile bir araya geldiği programda da  konular doğal olarak,  genel anlamda  Mahmut Eskiyörük ve Tire Süt Kooperatifi projeleri oldu.  Bende konuşulanlardan ve gözlemlerimden oluşan bazı notlar aldım. Okuyucularımız ile paylaşmakta fayda görüyorum.
Mahmut Eskiyörük bu toplantıda, toplumu ilgilendiren konularda basın mensuplarının itici güç olması gerektiğini, toplumu ilgilendiren projeleri yürüten kişilerin ve konumu itibariyle yönetici konumunda bulunanların övgülere olduğu kadar, eleştirilere de açık olması gerektiğini söyledi. Bir de basın mensuplarının klasik olay haberlerin dışında topluma yön verecek ve bilinçlendirecek haberleri yapmaktan, toplumun gelişimini olumsuz yönde etkileyen konulara değinmekten asla çekinmemesi, korkmaması gerektiğini dile getirdi. Eğer bir hata yapar ise,  basın mensuplarının bunu gündeme getireceğinden çekindiğini ve bu nedenle de çok dikkatli davrandığını, hata yapmaktan kaçındığını, basının kendisini bu nedenle hep doğru şeyler yapmaya sevk ettiğini anlattı.  
Bunları dinlerken söylenenlere her ne kadar hak verdi isem de, Mahmut Eskiyörük’ün o gün hitap ettiği basın mensupları ile bunun gerçekleşmesini zor bir ihtimal olarak görüyorum. Evet bir tolumda sorunların üstesinden gelmek için, adalet ve  yasama  organları gibi,  basının da hür ve sağlıklı olması  gerekiyor ama, Tire’deki basın camiasının ne kadar hür olduğunu ve görevi açısından gerekli  koşulların sağlanıp sağlanmadığını da dikkate almak zorundayız diye düşünüyorum. Örneğin, karşınızdaki basın mensuplarının bir kısmının iş ve ekmek derdi rozet söktürecek kadar büyük, bir kısmının eş akraba sorumluluğu azı haberleri yayınlayamacak kadar derin, bir kısmının da ekonomik koşulları toplumun derdini göremeyecek kadar gözlerini ve kalemlerini perdelemiş ise, sayın Eskiyörük’ün beklentileri büyük ölçüde havada kalır. Çünkü, temsil ettiği dengeleri ekmek teknesi olarak görenlerin hataları bile yazma yeteneği daha baştan suya düşmektedir.   
Toplantıda konuşulan bir başka konu ise, yine doğal olarak Mahmut Eskiyörük ve siyaset konusuydu. Eskiyörük bu konuda “Siyasetle işim yok. Daha önemli işlerim var.  Ben görevimi yapmak istiyorum. Ama her şeyi halk belirler. Ben bu günkü konumumu halka borçluyum.  Halkın talepleri karşısında durmak mümkün değildir.” şeklinde özetlerken; basın mensubu arkadaşlarımızın bir kısmı CHP ile adının geçtiğini, bir kısmı MHP ile bir kısmı da Ak Parti ile belediye başkanlığına aday olabileceğini, bir kaçı da milletvekilliği için hazırlık yaptığına dair duyumlarını dile getirirken, bir basın mensubu arkadaşımız ise bağımsız aday olarak belediye başkanı aday olabileceğini salık verdi.
Görünen o ki, geçtiğimiz günlerde başkan Tayfur Çiçek’i tüm partilerin aday olarak görmek istediğine dair asparagas gündem, gerçekçi bir şekilde Mahmut Eskiyörük isminde de ortaya çıkmaktadır.  Ancak Eskiyörük isminin her seçim döneminde sürekli olarak siyasi kulislerde bu denli konuşuluyor olmasının nedeni sadece başarılı bir sivil toplum lideri olmasına bağlanamaz kanaatindeyim. Bunda kendisinin de kısmen payı olduğunu söylemek durumundayız. Şahsen Mahmut başkanın, eğer ki böyle bir hedefi ve niyeti var ise “halk isterse kimse önünde duramaz” sözünü şimdiden biraz daha açıklığa kavuşturmasında fayda var. Örneğin halkın neyi istediğini meydanlarda toplanarak dile getirmesi mi gerekiyor, yoksa binlerce imza ile bir deklarasyon yayınlaması mı gerekiyor. Bu oldukça muğlak ifadenin siyasi kulvarda sürekli suistimal edildiğini hepimiz biliyoruz. Zira Tire siyaseti “halk istiyor” diyerek 5-10 kişilik toplantılarda yapılan pazarlıklar ve alınan kararlara göre  tepeden inme siyasi girişimler ile hayli kirlenmiş ve yıpranmış durumda. Mahmut Eskiyörük’ün bu konuda sadece buna dikkat etmesinde, daha net, daha açık ve daha kararlı olmasında Tire siyasetinin arınması açısından faydalı görüyorum.
Sonuç olarak sıkıntılar yaşıyoruz evet…. Ancak bunu “basından” dile getirirken, “başından” başlamakta fayda var…