Eğri oturup doğru konuşalım. Ak Parti seçmeni, 17 Aralık skandalından önce, büyük çoğunluğuyla kendisini Başbakan’lıkta devamını istiyordu. Belki hâlâ öyledir.

Ne yazık ki; bazı siyasiler, her şeyin kader ve nasip meselesi olduğunu idrak edemiyorlar. Siyasette hırs hiç iyi bir şey değil. Önümüzdeki 30 Mart günü, mahalli seçimler yapılacak. Belediye Başkanlığı da, Cumhurbaşkanlığı seçiminde olacağı gibi, tek adayın kazanacağı bir yarış. Genel seçimler ayrı konu. Örnek verelim, 30 Mart’ta Ödemiş’te, belediye başkanlığı için, şehrimizin pek çok güzide evlâdı bu makam için yarışacak ve yalnız biri kazanacak. Bu, kader ve nasip işi değil mi? Kaybedenlerin hırçınlaşıp, hayatı hem kendine, hem yakınlarına, dolayısıyla halka zehir etmesi düşünülebilir mi?

Ne yazıktır ki; Erdoğan’ın yaptığı tam da budur. Bir farkla, seçimden önce gerçeği görmesidir. Nasıl? Diyecek siniz. Kim bilir, kaç Kamu Oyu araştırması yaptırdı?

Kamu Oyu araştırması demişken, Cihan Haber Ajansı’nın Toplumsal Gündem Araştırması anketi dün yayınlandı. Cihan WEB. Sitesinden ayrıntılara ulaşabilirsiniz, saygıdeğer okurlarım, 42 ilimizde yapılan bu çalışmayı. İlginç olan; 30 Mart Yerel Seçimleri için; her 5 seçmenden birinin kararsız oluşu. Ben, yerel seçimlerle ilgili ayrıntıya girmeyeceğim, meraklısı zaten okur.

Ayni ankette halka, Cumhurbaşkanlığı için düşündüğü sorulmuş.  İlginç sonuçlar çıkmış, şöyle ki;

Abdullah Gül: Yüzde 47

R. Tayyip Erdoğan: Yüzde 17,5

Halkımızın diğer siyasiler için verdiği sonuçlar daha düşük. Tabii ki, bu belki yapılan ilk Anket. Daha değişik anket ve sonuçları, önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Görünen köy bu iken, Erdoğan’ın, Allah’ın kendisine bahşettiği, bu güzide Başbakanlık görevini sürdürmesi, ama ‘Hizmet Hareketi’nin, masum ve mazlum fertlerine hakaret etmeyi artık bırakmasıdır. Zira 17 Aralık’tan bu yana bir buçuk ay geçti. Televizyon ekranlarında hemen her akşam ülkemizin insanı, onun bu tavrının devam ettiğini ibretle görüyor, dinliyor.

Ailelerimizde, çocuk terbiyesi yapılırken bile bir, hadi iki defa diyelim ikaz olur. Erdoğan, aslan terbiyecisi olaydı; aslanların bu kadarına tahammül edebileceğini sanmıyorum. Kaldı ki;

Konu ile ilgili bir tek delili; ne kendisi, ne Hükümeti, ne de Adli Makamlar ortaya koyamamıştır. Nasıl koyacaklar, ortada bir suç veya suçlu yok ki! Gazeteci Rauf Tamer’in siyasi kültürümüze ilk defa kazandırdığı tipik bir ‘Cambaza Bak‘ olayı ile karşı karşıyayız.

Sonuçta yanılan, hatalı olan inşallah ben olmam. Olsam da, fazilet sahibi bir insan olarak özür dilemeyi de bilirim. Lâkin, inandığımı, bildiklerimi, hayat tecrübemi yazmak zorundayım..

     Saygılarımla.