“Cumhuriyet bu ülkede namuslu ve faziletli insanlar yetiştirir.”
 “Mustafa Kemal Atatürk”
95 yıllık Türkiye Cumhuriyet’imizin tarihinde çok müstesna bir yeri olan, asla unutulmayan ve daima rahmetle anılan bir Devlet Adamı idi rahmetli Menderes.. Yukarıda başlığın altına vecizesini aldığım;  milletin kahir ekseriyetinin rahmetle andığı Ata’sı, bu veciz sözüyle sanki Adnan Menderes’i işaret ediyordu. En azından bu benim kanaatim.
Son günlerde, ülkemizin gündemini birinci derece işgal eden konu; Devlet Adamları ve çocuklarının ticari hayatı desem, mübalâğa etmiş olmam. ABD. deki Rıza Sarraf davası da çok önemli ama zaten televizyonlardan, gazetelerden, sosyal medyadan takip ediyorsunuz. Gelelim konumuza…
Adnan Menderes, rahmetli asil kadın Berrin Menderes ile evli idi. Üç oğulları vardı. Yüksel, Mutlu ve Aydın.
Adalet Partisi Ödemiş Gençlik Kolu Başkanı olduğum yıllarda İzmir AP. Milletvekili olan, rahmetli Mutlu Menderes (ortanca oğlu idi. D.1937-Ö.1978) ile tanışıklığım ve dostluğum olmuştu. Ankara’da 8.3.1978’de Trafik kazası süsü verilen DHKP. nin terör eyleminde hayata gözlerini yumdu..Cenaze törenine Bir Milyon kişi katıldı. Hacı Bayram Camii’ne son görev için gelen halk, camii çevresindeki cadde ve sokakları doldurmuştu. Ankara’yı bilenler için söyleyeyim: yukarıda Samanpazarı’na ulaşan insan seli, Aşağıda Ulus’taki heykel ve çevresini doldurmuştu. O gün Ankara merkez ve ilçelerinden ne kadar cenaze varsa Hacı Bayram’a getirilmiş. O soğuk mart günüde İzmir Milletvekili Zeki Efeoğlu ile Ulus’ta cadde ortasında pardesülerimizi seccade yaparak namazımı eda ettik inanır mısınız tam 20 mevta için cenaze namazı kıldık. Sevabından hisseyab olmak için getirmiş olmalılar. Karşıyaka Kabristanı’ndaki defin işlemi sonrası açık bir otomobil içinde taziyeleri kabul eden 3. Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar’ın (1883-1986) elini öptüm ve Ödemiş halkı için üzüntülerimizi söyledim. O gün 103 yaşında olan bu ulu çınar bana; Ankara’da ikamet eden memur veya öğrenci misiniz? diye sordu. Bense, bu değerli kardeşime son görevim için Ödemiş’ten geldiğimi ifade ettim. Müteakiben Zeki ağabey ile Yukarı Ayrancı’daki 3+1 mütevazı apartman dairesindeki evlerinde anne Berrin Menderes’in elini öpme şerefine erdim, bu müstesna Hanımefendinin. Ödemiş insanın acılarını paylaştığını söyledim
Büyük oğul Yüksel Menderes (1930-1972) Menderes Ailesinin dramı, Adnan Menderes’in darbeciler tarafından idamı ile bitmez. Yüksel’in ölümü de tam bir trajedidir. 1. Mart. 1972 de Ankara’daki evinde ölü bulundu. Başucunda Kutsal Kitabımız Kur’an bulundu. İntihar dendi, oysa bir halıya sarılmıştı cesedi.
Yüksel Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Cenevre (İsviçre) Üniversitesi Sciences Politiques Fakültesini bitirdi. Belgrad Büyükelçiliği’mizde Başkâtip’lik yaptı. Vefatında Adalet Partisi Aydın Milletvekili idi. İsviçre’deki tahsilini takiben yurda döndüğünde babası Adnan Menderes ile şu konuşma geçer. Bunu tarihler de yazıyor, belki bilen okuyucularım da vardır. Bu günlerde yaşananlara bir ibret örneği olarak yazıyorum…
Yüksel babasına; “İzin verirseniz, serbest meslek, ticaret gibi konulara girmek istiyorum.” Adnan Bey yüzünü asar ve oğluna şu cevabı verir;
“ İyi ama Yüksel, sen serbest meslek ve ticaret konusuna girersen ne yapacaksın ne alıp satacaksın.”  A oğul! alıp sattığın ben olacağım. Ben Başvekil (Başbakan) olduğum müddetçe sen ne yaparsan yap, yaptıkların bana bağlanacak. Bu durum, beni rahatsız edeceği gibi, seni de rahatsız edecek. Kusura bakma ama ben bunu uygun görmüyorum.” Oğlu,  babasını dinledi, ticarete girmedi, almadı satmadı. Tahsilini yaptığı, Dışişleri Bakanlığı’nda memur oldu.
Darbeciler darbe yaptı (27 Mayıs 1960) Siyasi Mahkeme kurup Menderes’i astılar. Darbeciler çok araştırdılar ama, Menderes Ailesi’nin, siyasete girdikten sonra (ki; 20 küsur yıl sürdü, önce CHP Milletvekilliği, Demokrat Parti’yi kurduklarından sonra DP. M.V. liği.10 yılı Başbakan’lık) Mal varlığında bir artış bulamadılar.
Köşemdeki yerim bitti. Küçük oğul Aydın Menderes bir başka yazıya…
Saygılarımla.