Amerikanya ileridir; demokrasiyi de sever. Ama onun sevdiği demokrasi öyle, gürültülü patırtılı, her kafadan bir ses çıkan bir demokrasi değildir: İleri demokrasidir.
Sessiz, boynu eğik, beli bükük, ensesine vur lokmasını al türünden bir demokrasi. İleri demokrasi; kendine özgü, özel bir demokrasi türü.
                                                             …
Normalde mokrasi dediğiniz de ne ki? 550 kişiye laf anlat, onca kişiyi dinle. Bunlar bir de geveze olurlar; neymiş, yetmiş üç küsur milyonun şu derdi varmış, bu sıkıntısı varmış. Hakmış hukukmuş, gururmuş izzetinefismiş! 
Yani şimdi… Bu soğuk havada.  Adam gibi adamları ara bul (hatta oldu olacak bir de önseçim yap) meclise doldur. Ne boyun eğmesini bilir, ne beli eğilir. Yemesini bilmez, içmesini bilmez.
Yeniden seçim yapıyoruz, desen, seçimin ertesi gün iş aramaya koyulur. Onca zaman milletvekilliği yapar, bir dünyalığını bile kotaramaz.
Zaten nesilleri de tükenmek üzere; geç in bunları…
                                                          …
Oysa Amerikanya’nın sevdiği ileri demokrasi öyle mi?
Şöyle; bastı mı yeri sarsan, gürledi mi herkesi tırstıran, “BOP” dedi mi yeri göğü inleten bir en ileri demokratın çevresinde toplanacak ileri demokratlar dediğin. Bir sonraki seçimde yeniden atanıp (af buyurun seçilip) milletine hizmet aşkıyla (Amerikanya milletine mi desek) yanan; beli ikiye, dili dörde katlanmış, ağzı var da, yalnızca “Ham” a, dili, önünde el pençe divan durduğu en ileri demokratı övmeye programlanmış...
İleri demokrasi bu.
Sıkıysa geçin bunları…
                                                        …
Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım; siz Amerikanya olsanız hangi demokrasiyi yeğlersiniz? Yetmiş üç küsur milyonun seçip meclise gönderdiği dil dikir anlamaz onca adamın zorlaştırdığı ilkel! demokrasiyi mi tercih edersiniz; yoksa ülkenin her şeyini size peşkeş çeken ileri demokrasiyi mi?    
Ortada (Türk Ulusu eksiğiyle) dikensiz gül bahçesi var.
Dedim ya, Amerikanya “İleri Demokrasi” sever.