Akıl, Kutsal Kitabımız Kur’ın anlatımıyla insana verilen anlama, ölçüp tartma, mukayese ve muhakeme yeteneğidir. Ayetlerin ışığında konuya baktığımızda aklın, beş duyumuzdan da istifade ederek merkezi kalp olarak tanımlanan anlama, yargılama hüküm çıkarma yeteneği olduğunu görürüz.
Hazreti Musa’nın duasını hatırlayalım:
“Rabbim! Göğsümü genişlet..” ( Tahammül gücümü arttır. 20/25)”
Nitekim; Sevinçte ve kederde ilk tepkinin kalbimizden gelmesi nedeniyle “içim açıldı, rahatladım.” Veya aksi durumlarda “içim daralıyor, kalbim sıkışıyor.” Gibi ifadeleri çokça kullanırız.
 Yapılan işin “akletmek” olması için gerçekten aklın devreye sokularak düşünülmesi gerekmektedir.
Gören gözler, anlayan gönüller için;
Allah, yaşadığımız çevremizde cereyan eden olayları akledip inanmamız için Kur’an-da örnekler gösteriyor. Allah, Ayetlerle açıklıyor, düşünüp gerçeği anlayasınız diye (2/242)
Allah, Kur’an-da pek çok ibret olaylarını gözler önüne koyduktan sonra: “Halâ akletmeyecekmisiniz, halâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” “Hala düşünmeyecekmisiniz?” “Akletmeyenler davarlar gibidir. 25/44” diyor.
Tarihte, Halkın Filozofu olarak anılan ve bilinen Bergamus’un sözleriyle yazımızı noktalayalım:
“ Demokrasi ve Özgürlük Savaşında çekilen acılar, insana demokratik terbiye verir.
Demokratik terbiye almış insanlar ise, ülkelerinin her sorunu ile ilgilenirler.
Demokrasi terbiyesi almış kişilerin sayıları ne kadar çoğalırsa, orta çağ kalıntıları, izbelerine kaçarlar.”
Saygılarımla.