7 Haziran sonrası süreci hep birlikte izledik ve  şahit  olduk. Partilerin birbirleri ile ilişkileri daha net  ortaya  çıktı. 13 yıldır unutulmuş olan  koalisyon hükümetinin ne demek, nasıl işler bir nebze de olsa  hatırladık ya da hatırlamak zorunda kaldık.

Fakat 13 yıldır yapılan icraatlar ile sağlamlaştırılan ekonomi ve vatandaşın ve iş dünyasının güvenini alan kadrolar sayesinde 1 Kasım’a seçim hükümeti ile istikrarını bozmadan devam etti.

7 Haziran seçimlerinde terör ile halkı tehdit ederek onların oylarına zoraki olarak alan ve barışçı olduğunu  iddia eden HDP, 7 Haziran seçimleri sonrasında 80 Milletvekili çıkarmasına rağmen ortalık kan gölüne döndü. Sözde Kürt halkın sorunlarını dile getirdiğini ve  onların haklarını savunduğunu iddia eden HDP’nin gerçek  yüzünü de Kürt  halkı daha  iyi gördü. 80 vekili ile mecliste demokratik yolar ile haklarını aramak yerine teröre sırtları yaslamayı seçtiler.

Oysa  ki; Ak Parti Hükümeti döneminde doğuya yatırımlar zirve yaptı. Yollar, barajlar, okullar, üniversiteler, fabrikalar…  PKK’nın işsizlik sebebi ile kandırdığı  kesim azalmaya başladı. PKK örgüte elaman bulamayarak dış devletlerden paralı askerler ile örgüte  takviyelere başladı. İşte bölgeye huzur ve istikrarın gelmesi bundan sonraki dönemlerde HDP’yi saf dışı edecekti. HDP kan ile beslenen bir parti olduğunu 80 vekil alarak büyük bir başarıya imza atmasına rağmen bu yolu kullanmayı seçmemekle ispatlamış oldu. AK Parti hükümeti ve  sonrasında seçim hükümeti de aynı kararlılık ile  terörün üstüne gideceğini net  bir  dille açıkladı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da her zaman ki dik duruşunu bu  konuda gösterdi. Kökü kazılıncaya kadar terör ile mücadeleye devam kararı devletin başının hem fikir ve ortak kararı olarak ilan edildi. Şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimizde üzerine  düşeni en mükemmel bir  şekilde yapmaya çalıştı. MİT bilgileri doğrultusunda kandil yerle bir edildi. Önemli stratejik noktaları imha edildi. Terörün beli kırıldı.   Hain saldırılar  sonucunda da şehitler verdik.

İşte bu kararlılığın devam etmesi ve  terörün kökünün kazınması için AK Parti Tek Başına iktidar olmalı.

Bu sayede de PKK’dan Kürt halkının korumak için AK Parti Tek Başına iktidar olmalı.

Güneydoğu’nun istikrarlı  bir  şekilde gelişmesi, huzur, barış gelmesi ve o bölgeye tekrar yatırımların devam etmesi için AK Parti Tek Başına iktidar olmalı.

7 Haziran sonrasında şahit  olduğumuz diğer bir  durum ise CHP ve MHP’nin hükümet kurma ve  uzlaşma gibi bir niyetlerinin olmadığı  görüldü. Ülkenin en zor zamanlarında birinde hükümet kurmak için elini taşın altına koymaya cesaret edemediler. Terör ile  uğraşan hükümete destek  olamamaları  yanında birde teröre destek verenler ile birlikte hareket ettiler. Adeta hükümetin başarısız olması yönünde çalışarak 1 Kasım seçimlerine odaklandılar.

Bununda en büyük ispatı; Koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalması sonucunda kurulacak olan seçim hükümetinde yer almamalarıdır. Yer almamakla da kalmayıp algı yanılması ile  halkı kandırmak için seçim hükümetine HDP’yi dahil olmasını sağlamışlardır. Terör örgütüne sırtını verene 3 bakanlık verilmesi yönde yol izlemişlerdir. MHP milletvekili Sayın Tuğrul Türkeş elini taşın altına koyarak  bu hain oyunu bozmuştur.

Ülkenin ihtiyacı olduğu  bir zamanda ülke menfaatleri için bir araya gelemeyen muhalefet partilerin tekrar özüne dönmesi için AK Parti Tek Başına iktidar olmalı.