Jules Verne’in ünlü romanını bilirsiniz. Yılda iki kişiye bir kitap düşen ülkemizde bile bu kitabı okuyan çoktur. Bu yazının yazıldığı sırada da seçimlere seksen gün gibi az bir süre kalmıştı.

Yine farkındasınızdır, bu aralar AKP bayır aşağıya son hızla yol alıyor. Nereye toslayacağı tabi ki bilinmez. Ancak, bu gidişi gidiş değil. Arkasına para kasaları, ayakkabı kutuları, Devlet Demiryolu rayları vb. bağlanmış, hasarlı bir araç gibi yürüdükçe tangır tungur sesler çıkarıyor.

AKP’nin bayır aşağıya sürüklenmeğe başlaması, kuşkusuz operasyonlardan önceye rastlar. Ancak cemaatle hükümetin karşılıklı darbeleri, inişi daha da hızlandırdı. Bu arada Sayın Yalçın Akdoğan’ın “Cemaat orduya kumpas kurdu!”  iddiası, bilinenin ilanı da olsa çok ciddi. Olayın gerçeği zaten tüyler ürpertici. “Cemaat orduya kumpas kurdu!” sözüne dönersek. Demek ki, fazla güven insanı cesarete getirip doğruyu bile söyletebiliyor.

Yurttaş da şimdi, doğal olarak sormaz mı, “Onca insan emperyalist güçler adına esir alınırken, bugüne kadar neden sustunuz?” diye. Ve yine sormaz mı, ortağın kendi ordusuna kumpas kurarken, sen hangi cennetteydin!” diye.  

Her ne kadar bizim konumuz yerel seçim ve Bayındır özeli ise de böyle şeyler insanı düşündürüyor.   

  …

Neyse, gelelim her gelenin iş alanları açacağız, geliştireceğiz, büyüteceğiz diye oy alıp da, insanlarını kaçırttığı, küçülttüğü Bayındır’ımıza:

Dediğim gibi, seçimlere 80 gün kaldı. Şu aşamada bakınca AKP’nin durumu Bayındır’da da pek iç açıcı görünmüyor. Halkın arasında bir dolaşın (Dolaşın dediysem de özel görevli anketçilere demedim!) “Geçen seçimde filan partiye vermiştim, bu seçim tercihim AKP’ye diyen yok. Varsa da benim rastladıklarım bir elin parmaklarını bulmadı.  “Bir kez oy verdim bir daha vermem.” diyen mi? Şu an itibariyle onlar, bir seçimin sonucunu etkileyecek denli çok. Naçizane gözlem işte...

Şimdi bir de şayia dolaşıyor. Mealen,  “Bayındır’ın AKP’li belediyeye bir 5 yıl daha ihtiyacı var.”  biçiminde. Bu sözü söyleyen kim? Bilemediniz, Bayındır halkı değil. AKP’liler.

Kusura bakmasınlar ama bunu halkın söylemesi bir anlam ifade eder. O da oylarıyla söyler. Yoksa zaten koltukta olanların söylemesi, yalnız Bayındır’da değil, ülkenin her yerinde  “Belediye nimetlerine doyamadık, beş yıl daha …” sözünün değişik söylenişinden başka bir şey olmaz.

Bayındır’da AKP bu seçimde ne mi yapar; maalesef yukarıdaki Bayır aşağıya gidiş Bayındır’da da cari.

Şöyle ki; orta yerde Bayındır’da gücü tartışılmaz bir CHP var. Bir de anlattığımız koşullarda sağın geleneksel oylarının büyük çoğunluğunu peşinde sürükleyebileceği gözlemlenen MHP. Son düzlükte ipi kimin göğüsleyeceği, bilinmez.

Ancak görünen bir gerçek daha var, “Bronz Madalya” AKP’ye işveli işveli göz süzüyor!

AKP’liler hiç alınmasın, objektif gözlem.

 …

Yalnız umutsuz olmaya da gerek yok. Hani bir söz vardır: Siyasette bir gün uzun zamandır. Bu anlamda seksen gün çok uzun zaman. Başarı, öteki partiler gibi AKP’nin bu son düzlükteki performansına bağlı.

Bekleyip göreceğiz; seksen günde devriâlem olur mu, olmaz mı?