Kendini Allah yolunun bir neferiymiş gibi görüp insanların haklarını yiyen insanlara lanet okuyan biri olarak, Allah'ın hepimizi sapkınlıktan uzak, iyi ve güzel işler yapan bir kul yapmasını temenni ederek yazımı bitiriyorum. Hoşçakalın.”



Yukarıdaki satırlar on yıl önce tarafımdan kaleme alınmış olup o dönem ilçemizde basımı yapılarak havzaya dağılan Üç Eylül Gazetesi sayfalarında yer almıştır. Öncelikle vaktinizi aldığım için özür dilerim. Rahatsız olmaya başladığımdan dolayı dikkat çekmek istediğim bir husus var. Bu yazıya ve daha yüzlerce örnek verebileceğim yazımda Allah’ı anmış bir insan olarak bu gün tarafıma yakıştırılmak istenen yok tarikata girmiş yok efendim uçmuş falanmış, filanmış gibisinden ucuz lafları bilinçli olarak ortaya atan, yayan insanlar benim zerre kadar umrumda olmasa da çevreme zarar vermeye başladıkları için onları uyarma gereği duydum. İspata ihtiyaç olmasa da ben yazıdan da anlaşıldığı üzere on yıl önce de Allah’a inanıyordum şimdi de Allah’a inanıyorum. Merak ediyorum acaba beni o cemaate bu tarikata yakıştıran sizler neye inanıyorsunuz? Cevabınız Allah’a ise eğer tez elden kendinizi bir gözden geçirin derim. Çünkü Allah’a inanan kimseler burada saymakla bitmeyecek güzellikleri hayatlarında tatbik edip uygularlar. Bunlardan birisi de konumuzla alakalı olduğu için belirtiyorum; gıybet etmemektir. Arkasından konuştuğunuz kişinin ayıbı gerçek bile olsa bunu konuşmak dinen günahtır. Ki ayıbı olmadığı halde ayıp yüklemeyi de varın siz düşünün.

Bu özel mesele ile çoğunluğun vaktini aldığım için özür dilerim. İlgi alanlarımdaki yenilikler ve aldığım eğitimler dahilinde yazılarımın çok değil bir yıl kadar sonra bambaşka bir boyutta devam edeceğini belirtmek isterim. Ve inanın bana bu boyut da daha bir keyif alacağız.



Sevgi, saygı  ve selamlarımla…